Aşk,denildiğinde herkesin aklına farklı anlar, farklı duygular ve elbette farklı kişiler geliyor. Fakat aslında hepimizin ortak bir noktası var:
İnanıp inanmamak size kalmış ancak araştırmacılara göre gerçekten de ilk görüşte aşk mümkün!
Aşk Bilim adamları diyorki…
İşte insanların evlendikleri gün dahil her şeyi unutup sevdiği insanla ilk öpüşmelerini unutmamalarının sebebi tam da bu.
Sebebi çok basit; beynimiz görme haricindeki diğer duyularımızı da devreye sokmak istiyor. Ve birine yaklaştığımızda devreye giren ikinci ve belki de en önemli duyumuz koku alma duyusu. Fakat yaptığımız iş aslında karşımızdakinin parfümünü beğenmenin çok ötesinde… Birine yaklaştığınızda istemsiz olarak feromon (pheromone) hormonunun kimyasal sinyallerini algılıyoruz. Bu sinyaller sadece karşımızdaki insanın fiziksel durumu, genetik yapısı ve bize uyumluluğu konusunda beynimize bir fikir vermekle kalmıyor aynı zamanda ilk konuşmanın yani ilk etkileşimin başlamasına da ön ayak oluyor.
Bu da bizi üçüncü duyuya yani işitme duyumuza götürüyor. Hem kadınların hem de erkeklerin belirli frekanslardaki seslere daha hassas olduğu da bilimsel bir gerçek. Erkekler ağırlıklı olarak daha tiz ve geniş ses aralığına sahip kadınları, kadınlar da tam tersi kalın ve dar ses aralığına dahip erkekleri çekici buluyorlar.
Diyelim ilgilendiğimiz insan, ona uyguladığımızın farkında dahi olmadığımız tüm bu testlerden geçti… İş yine de bununla bitmiyor! Çok çok önemli son bir test var ve kalan iki duyumuz bu testte beraber çalışıyor!
O son test; ilk öpüşme.
Karşımızdaki istediği testten geçmiş olsun, istediği kadar mükemmel bir insan olursa olsun sonuç itibariyle beraber olup olmayacağımızın akıbetini %90 oranında bu ilk öpücük belirliyor.
Ve o ilk öpücük gerçekten iyiyse, işte o an vücudumuz yoğun bir şekilde norepinefrin salgılamaya başlıyor ve işte karşınızdaki ile aranızdaki bağın kurulduğu an tam olarak bu an!.. Norepinefrin salgılandığı andan itibaren dış dünya ile bağın koptuğu, vücudun aşırı miktarda glukoz salgıladığı ve hafıza dahil tüm beyin aktivitelerinin boyut atladığı bilinen gerçekler.
Tüm mekanizma bu şekilde anlatınca oldukça basit gibi görünüyor aslında ancak bu denklemde karşı tarafında benzer bir yoldan geçtiğini unutmamak lazım!.. Karşılıklı olarak bu uyumu yakalamanın olasılığı ne yazık ki milyonda bir seviyelerinde çıkıyor ancak bu sizi hemen umutsuzluğa itmesin. Siz de biliyorsunuz ki belirleyici bir çok başka faktör daha var ve bunlardan en önemlisi de hayatınızda biri yokken de mutlu olabilmesini bilmek.
Bunun sırrı önce ne yapmaktan hoşlandığını keşfetmekten ve gerçekten sevdiğin bu şeyleri yapmaktan vazgeçmemekten geçiyor…