Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu

 

Hayat ne biriktirir bizim için?

Kırık dökük aşklar, yaşanmamışlıklar, olmamışlıklar, bir çocukluk anısına teğellenmiş hüzünler, aşkın sonsuz bekleyişleri, ayrılıklar, kentler, köyler, yollar, rüzgârlar, gündoğumları, biraz keder, biraz da neşeyle çatılmış evler… Hayat bizim için saklamaya hazır olduklarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız olanları ve bizi büyütecekleri, bizi biz edecekleri biriktirir…

Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu gidenler için bir ağıt, kalanlar içinse bir şiir, biriktirilmiş insan öyküleri…( kitabın tanıtımından)

Şermin Yaşar, Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu’nda o çok özlediğimiz “insan”a bütün görkemiyle geri döndürüyor bizi. Hazırlayın yüzünüzü. Gülüşünüzün yanına biraz da keder koyun, okurken biraz ondan alacaksınız, biraz bundan. Kıtlama çay içer gibi…

“1993 baharında, Mustafa Sami Özyaka Bey ölmeseydi size bugün anlatacak bir hikayem olmayacaktı. Onun Vefatını takip eden üçüncü gün hayata gözlerini yuman dünyalar güzeli Reyhan hanım olmasaydı, hikaye giriş bölümüne takılı kalacaktı. Reyhan hanımın cenazesinden bugüne dek, dünyadan göçüp giden kadın-erkek, genç-yaşlı bütün bu zevat olmasaydı emeklilik günlerimde neyle meşgul olacaktım. İnanın bilmiyorum.”

Tarifsiz kederler!

Hüzünlü bir kitap!

Bakanlık müsteşarlıkta çalışan, özel kalem yardımcısının, bakanlık adına cenaze törenine katılmasıyla başlıyor. ve yakasına yapıştırılan ölen insan fotoğraflarını, atmaya kıyamıyor. Ve yakın zamanda bakanlıkta çalışan, iş arkadaşı beğendiği kadın, aşkını bir türlü ona anlatamaya fırsat bulamadığı, Reyhan hanımı da trafik kazasında kaybetmesi, onu daha çok üzüyor. onunda cenazede bakanlık tarafından yakalara takılması için yapılan fotoğrafı koleksiyonuna dizerken özel bir yere koyuyor. Ve diyor ki;Emekli olmadan önceki günlerim bakanlıkla, mezarlık arasında geçti, Emekli olduktan sonra evde mezarlıkta geçti.”sonra bu koleksiyon fark ediliyor. Bir gazeteci bunu ziyarete geliyor.“Gazeteci kız, bir dergide yayımlayacakmış çektiği fotoğrafları,tüm ciltleri çıkardım. sadece ilk cildi vermedim. O bana mahsus. Diğer sayfalarda her vesikalık dört kişiyle yatıyor. Rehan hanım yanlız… Vasiyetimdir benim, vesikalığımı Rehan hanımı karşısına koyun.” 

Ve en son ki öyküde Şermin hanım kaybettiği kocasıyla ilgili acısını paylaşmış. Öyle içi yanıyor ki;

” her gün bana aynı yalanı söylediler. Dediler ki sevdiğin ölünce kalbinde kırk mum yanar.Her gün biri söner, biri bekler. O tek mum ebediyen yanar, acını o tek mum tutar. Ben buna inandım.”

….İçimde tek bir mum kalacaktı hani; peki ne, bu yürekteki bin dönümlük orman yangını.

 

3 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. gülüş dedi ki:

    Sahi hayat ne biriktirir.

    Liked by 2 people

  2. Yakup Uykutalp dedi ki:

    Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman içindeki boşlukların ne işe yaradığını, acı, keder, huzur ve mutlulukları barındırdığı da malum. Sevgiyle kalın.

    Liked by 2 people

    1. gülüş dedi ki:

      Evet çok haklısınız

      Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.