“Dünyayı kurtarmak istiyorsanız kız çocuklarına yatırım yapın”
Geçtiğimiz günlerde, 11 Ekim, Dünya Kız Çocukları Günüydü,
Dünya bankası verilerine göre,
Kız Çocuklarının Uluslararası Günü Konferansı, İstanbul, Türkiye
Son çeyrek yüzyılda kız çocuklarının ve kadınların yaşamları köklü biçimde değişmiştir.
Bugün artık; her zamankinden çok daha fazla kız çocuğu ve kadın okuma yazma bilmekte,gelişmekte olan ülkelerin üçte birinde ise erkek çocuğundan daha fazla kız çocuğu okula gitmektedir.
Küresel iş gücünün artık yüzde kırkından fazlasını kadınlar oluşturmaktadır.Üstelik; dünyanın tüm bölgelerinde kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamaktadırlar.Değişim gerçekten de hayret verici olmuş, hatta birçok gelişmekte olan ülkede eşdeğer değişimler gelişmiş ülkelere kıyasla daha hızlı gerçekleşmiştir. Kız çocuklarının okullaşma oranlarını yükseltmek için Amerika Birleşik Devletleri 40 yıla ihtiyaç duyarken, aynı süreç Fas’ın sadece 10 yılını almıştır.
Bazı alanlarda ise, toplumsal cinsiyet eşitliğine doğru ilerleme sınırlı kalmıştır ve bu durum gelişmiş ülkeler için dahi geçerlidir. Yoksul, taşralarda yaşayan, engelli veya azınlık gruplarına mensup kız çocukları ve kadınlar halen geride kalmaktadırlar.
Halen çok fazla sayıda kız çocuğu ve kadın çocukken veye gençken hayatlarını kaybetmektedirler. Kadınlar, halen, elde ettikleri gelir ve üretkenlik ve de toplumda seslerini duyurma anlamında geri dedirler.
Orta gelir grubundaki ülkelerde kız çocuğununorta öğretimi tamamlamasıhalinde 5 yaş altı çocuk ölümleri %50 azalıyor.
Bir kız çocuğunu ilköğretimde fazladan 1 yıl okulda tutmamız halinde bu kız çocuğunun gelirinde ortalama %10-15’lik artış oluyor.
bu kız çocuğu orta öğretimi bitirmişse gelirindeki artış %15-25‘e varıyor.
Neticede, kız çocuklarının eğitimi olumlu yönde çokdramatik fark doğurabiliyor.
Eğitim gibi bazı alanlarda ise artık erkeklerin ve erkek çocuklarının aleyhine bir toplumsal cinsiyet farkı ortaya çıkmıştır .Aydın Doğan Vakfı, BM, UNFPA, UNICEF ve UN Women’ın ortaklığında düzenlenen Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nda tema olarak, “Güçlü Kızlar, Güçlü Yarınlar: 21. Yüzyılın Toplumsal Değişim Aktörleri” olarak belirlendi.
Aydın Doğan Vakfı Başkanı Hanzade Doğan Boyner, “Kız çocuklarının eğitimine daha fazla bütçe ayırsaydık, bugün karar mekanizmalarında daha fazla kadın olsaydı; küresel ısınma gibi dünya meselelerine belki daha iyi sahip çıkar, daha etkili çözümler üretebilirdik”
BM Türkiye Mukim Koordinatörü Irena Vojáčková-Sollorano ise “Bugün kimseyi ama özellikle kız çocuklarını geride bırakamayacağımızı herkese hatırlatıyoruz; çünkü kız çocukları, erkek çocuklarıyla birlikte geleceğimizin toplumlarını inşa edecekler”
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi Karl Kulessa “15 yıl sonra dünyanın nasıl bir yer olacağını, bugün 10 yaşındaki bir kız çocuğunun potansiyeline ulaşabilmesi için gösterdiğimiz çaba belirler”
UNICEF Türkiye Temsilci Yardımcısı Nona Zicherman “Gerçek toplumsal cinsiyet eşitliğine hiçbir ortamda, bir gün veya bir yılda erişilemez. Buna erişmenin kanıtlanmış tek bir ya da sihirli yolu yoktur. Bunu ancak her seviyede birlikte çalışarak kızların ve genç kadınların gerçek potansiyellerine ulaşmalarına engel olan sosyal normları ve uygulamaları değiştirerek yapabiliriz”
UN Women Ülke Program Direktörü Fulya Vekiloğlu ise kalkınmanın sürdürülebilir olması için özellikle teknolojiye ve bilime erişimde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine son verilmesi gerektiğini vurguladı.
“Hashemite konuşmasında 2016 yılında Türkiye’yi ikinci ziyaretinde kendisine “Bir prensessiniz neden doktor ve bilim insanı oldunuz?” diye soran 9 yaşındaki Talya Özdemir’in daha sonra BM kürsüsünde hitap ettiğini söyledi.
Hashemite, Talya’nın konuşmasının basın yayın organlarında yer almasından çok etkilendiğini ifade ederek, “”Bana soracak olursanız çocuklar, ünlülerin yarattığı etkiden bile büyük bir etkiye sahipler. Bu sene ve bundan sonraki senelerde yapılacak konferanslarımızda bir gelenek geliştirelim ve özellikle kız çocuklarının toplantılarda konuşmacı olmasını sağlayalım. Biz, yetişkinler olarak onları dinleyelim. Önümüzdeki Şubat ayında Uluslararası Çocuk Gününde UNICEF idaresi, koltuklarını dünya çocuklarına bırakacak. Bu, Türkiye’nin başlattığı ve zaten dünyanın dört bir yanında olması gereken şey. Umuyorum UNICEF, UN-WOMEN, UNFPA ve BM Genel Sekreteri, Talya Özdemir’i ve onun gibi kızlara koltuklarını bırakırlar, ünlüleri değil. Çünkü kız çocukları, dayanıklı toplumların kurulması için gerçek elçiler”
Nasyonal El-Hashemite, Royal Academy of Science İcra Direktörü
NEDEN 25 YILIN ARDINDAN HALA BU PROBLEMDEN BAHSEDİYORUZ?
Bilimde eşitliğin sağlanmasının büyük bir sorun olduğunu dile getiren Hashemite, bilim mezunu kadın sayısı artmasına rağmen doğru politika yürütüldüğü takdirde bilimde tam anlamıyla eşitlik sağlanabileceğini vurguladı. Son 25 yılda BM ve BM kuruluşlarının bilim alanındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini fark ettiğine değinen Hashemite, “Her ne kadar yapılanlar bu boşluğu kapatmak için olsa da uluslararası topluluğun geneline bakıldığında istenilenin gerisinde kalındığı görülüyor. Neden bu çabalar henüz meyvelerini veremedi? Neden hala bu kadar az sayıda bilim kadını var? Neden 25 yılın ardından hala bu problemden bahsediyoruz? Bununla ilgili politika tavsiyelerinde bulunmamız gerekiyor devletlere, hükümetlere ki bu sayede 25 yıllık çabanın bir meyvesi olsun.”
BİLİMLE UĞRAŞAN İNSANLAR GÜÇLÜ OLMALI, KADINLARIN SAYISI ARTMALI
Hashemite konuşmasında bilimin sürdürülebilir kalkınmadaki rolüne değinerek, bilimin ziraate katkısıyla daha az çaba sarfederek fazla üretim yapılabildiğini belirtti.
Hashemite, “Gelecekte çok farklı zorluklarla karşılaşacağız. Bu zorlukların hepsini bilimin yanımızda olacağını varsayarak aşacağımızı ele alıyoruz. Bunların çok da riskli olduğunu görmemiz gerekiyor.
Özellikle genç nesiller ve kadınlar bilime angaje olmazlarsa, bunu yapmamız mümkün değil. Bilimle uğraşan insanlar olabildiğince güçlü olmalı, kadınların sayısı artmalı. Her farklı bilim alanında kadınların ve kız çocuklarının bu alanda faaliyet gösterdiğine emin olmamız gerekiyor.
Bu boşluğu kapatmak için ülkeler, toplumlar, kültürler, bir araya gelmeli ve eğitimdeki mükemmelliği bir kez daha tanımlamalıyız.
Hükümetler öğretmen eksikliği, öğretmen yetersizliğine değinmekle kalmamalı, bilim öğretmenlerinin sayısını ve kalitesini artırmalı”
‘Gençlik Sohbetleri’ adlı bir oturumda, özellikle eğitim alanında cinsiyet eşitsizliklerinin üstesinden nasıl geldiğini tartışmak üzere genç kızlar ve çocuklar toplanmış.
Ve şunu anlıyorum ki!
Toplumsal cinsiyet eşitliği kalkınmanın temelindedir. Hem doğru bir kalkınma hedefidir. Hem de ekonomik kaynakların akılcı kullanımı demektir.
Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı Altın Pusula Ödülü’ne de Layık Görüldü
“Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı” etkinliğiyle, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) tarafından 16 yıldır verilen Altın Pusula Ödülü’nün sahibi oldu.
Türkiye’de kız çocuklarının eğitim konusunda yaşadığı sorunları ve eğitimin kız çocuklarının hayatında yarattığı farkı ortaya koyma hedefiyle hayata geçen platform, “Gündem Yönetimi” kategorisinin kazanan projesi oldu.