cinsiyet ne üstünlük, ne de engel .
Kanada’nın Ottawa kentinde yaşayan 9 yaşındaki Mikayla McDonald, “Kız olduğum için yapamayacağım hiçbir şey yok. Herkes eşit. Herkes için, her zaman aynı oranda olasılık var ama eskiden eşitlik yokmuş,” diyor
Hindistan, Mumbai’den 9 yaşındaki Alfia Ansari, şöyle konuşuyor: “Biz eğitim alamayacağız ama erkekler alacak. Böylece onlar her yere gidecekler, kızlar gidemeyecek.”
13 yaşında Etiyopyalı bir kız olan Ummi Ababiya, Etiyopya’nın güneyindeki acil bir beslenme istasyonunda. Ailedeki bütün erkeklerin iyi beslendiklerini söylüyor.
Kongo’da bir çocuk asker olan Noel Rwabirinba, kadınlara tecavüz etmenin askerin hakkı olduğunu söylüyor.
Yapılan bu yorumlar, tüm dünyada kız çocukları ve kadınlara yaklaşımda yaşanan devasa zıtlıkları kısa ve öz olarak yansıtıyor. Hiçbir ülke tam bir cinsiyet eşitliğine ulaşmış değil. Kuzey Amerika’da ve Avrupa’nın büyük kesiminde kadınlar öyle büyük bir gelişme kaydetti ki, kızların her şeyin mümkün olabileceğine inanmaları anlaşılabilir. Fakat dünyanın başka yerlerinde, baba ve kocalarının mülkiyetinde görülen kadınlar ve kız çocukları, erkeklere sağlanan beslenme, ilaç ve eğitimden yoksun yaşıyor.
Aradaki bu uçuruma rağmen ortak bir “kadının içinde bulunduğu durum” yazısı yazmak mümkün mü?
Hepimiz çocuk yapmıyoruz, hepimiz erkeklerden hoşlanmıyoruz, hatta hepimizin cinsel organı farklı.
Ama kadınların tartışmasız ortak bir yanı var: Hepimiz kendi kültürümüzün tutsaklarıyız.
Benim deneyimlerime göre biyolojik farklılıklar gerçekten var. Bir erkek çocuk annesi ve İki kız yeğen sahibi bir teyze olarak, Bazı davranış biçimleri kesinlikle doğuştan geliyor. Benim oğlum konuşmaya başlamadan önce araba, kamyon ve inşaat makinelerine ilgi duyuyordu.
Fakat biyoloji ne kadın ne de erkek için değişmez bir kader. Kadınlar hâlâ dünyanın birçok yerinde kapana kısılmış ve baskı altında yaşıyor, erkeğin emirlerine boyun eğmeye zorlanıyor. Ama kültürel olarak tanımlanmış rollere zorlandıkları için erkekler de kapana kısılmış durumda.
Erkek çocukların, “üremek, bakmak ve korumaktan ibaret klasik görevlerini yerine getirebilmek için” saldırgan ve sert olmaya yönlendirildiğini yazıyor. Erkek çocuklarımızın, toplumun bir erkekten beklediklerine uygun olarak çarpıtılmasını izlemek, kızlarımızın potansiyellerine ulaşmalarının engellenmesini görmek kadar moral bozucu ve yıpratıcı.
Cinsiyetin akışkanlığı, Batı toplumlarındaki çoğu kişi için yabancı, hatta tiksindirici bir kavram olmaya devam ediyor. Oysa dünyadaki birçok ulus tarafından kabul edildi ve bu durum, yeni kapılar açıyor.
Cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifade biçiminin geniş bir yelpazeye yayıldığını kabullenirsek, niye kadın ve erkek şeklindeki kalıplaşmış bir sınıflandırmaya sıkışıp kalalım ki?
Herkesin kendisini insan olarak tanımlaması, kalıpları kırması ve kabullenilmiş bilgeliği sorgulaması nihai hedefimiz olmalı.
Benim yaşam süremi kapsayan 1973’ler den günümüze dek geçen dönemde, Türkiye’deki kadınlar, genç kızlığımda hayalini dahi kuramayacağım ilerlemeler kaydettiler.
Hiç politikacı, CEO kadın tanımamıştım o zamanlar. Kültür, yeniden biçimlendirilmeye uygun ve hiç olmadığı kadar büyük bir hızla değişiyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği her şeyden önce bir insan hakları meselesidir. Aynı zamanda, kalkınmanın ana faktörlerinden biridir. Bir toplumda insani gelişmenin bütüncül olarak sağlanabilmesi için erkekler ve erkek çocukları ile birlikte kadınların ve kız çocuklarının kendi yetenek, birikim ve tercihlerini gerçekleştirecek olanaklara erişmelerinin ve haklarından tam anlamı ile faydalana bilmelerinin sağlanması gerekir. Devletler ve toplumlar ayakta kalmak ve rekabet edebilmek için vatandaşlarının tüm yeteneklerinden faydalanmak gerektiğinin farkına vardıkça, cinsiyet eşitliği yolundaki ilerleme hız kazanacak.
Hani Çin atasözü diyor ya;
“Gökyüzünün yarısını kadınlar ayakta tutar.”
bana göre de diğer yarısını da erkekler ayakta tutar.
O zaman cinsiyet ne üstünlük ne de engeldir.
Cinsiyet ayrımlarını başka toplumlardan örneklerle çok güzel yorumlamışsınız kaleminize sağlık
BeğenLiked by 1 kişi
çok teşekkür ederim.
BeğenLiked by 1 kişi