Günümüz kadınları güzel görünmek ister ve bunun için yapamayacakları şey yoktur…
Diyetler,estetikler, fıtnıs salonları, cerrahi müdahaleler…
Güzellik kişiden kişiye dönem dönem değişim gösteren, göreceli kavramdır…
Bir dönem şişman kadın güzel bulunurken, başka bir dönem bu anlayış tamamen değişti. Sıfır beden kadınlara güzel denmeye başlandı.
.
14.yy. İtalya’sında geniş Anıllı kadınlar güzeldi. Saçlarının önünü kazıttılar yada dökülmesi için ilaçlar kullandılar.
Korseler yada bedeni istenen biçime sokmaya yarayan, iç çamaşırları tarih boyunca kadınların hem canını yakan hemde vazgeçilmezleriydi.
Bugün yaz kış bronz cilde sahip olmak için,solaryuma giren kadınlar, 18yy. da solgun bir cildi daha güzel buldular. Pudralarla yüzlerini beyazlatan ve solgun görünmek için kimi zaman kendilerini keserek kan kaybediyorlardı.
Şayet 10.yy’dan itibaren 20.yy kadar Çin’de yaşayan bir kadın olsanız,çekici görünmek
için, sizde bazı işkencelere maruz kalırdınız. Küçük ayaklı kadınların güzel olduğu bu diyarda, daha küçük bir kızken ayak kemikleriniz kırılacak ve küçük ayakkabılar giydirilerek ayaklarınızın büyümesi engellenecek.
Bugün modanın altını çizdiği, güzellik anlayışını bulmaya çalışan kadınlar, halen çekiççi
görünmek adına, canlarını yakmaya, bedenlerini belli kalıplara sokmaya çalışıyorlar.
Modern dünyanın modern insanı özellikle kilo vermek için bin bir zahmete girip her türlü yola başvururken, Moritanya’da genç kızlar evlenebilmek için kilo almak zorunda olan kızlar 60 kg olması gerekiyor. Altmış kilonun altındaysa kızlar evlenemiyor. Evlenme çağına gelen kızların, iyi bir talip bulması için Labroh adı verilen bir uygulama yapılıyor. Yani kızlar zorla şişmanlatıyormuş. Şişmanlatma kampına gönderilen kızlar günde yaklaşık kalorili özel menülerle besleniliyor. Güne litrelerce keçi sütü içilip, yağlı kusnuk yenilerek başlanıyor. Darı lapası, fıstık, hurma gün boyu tüketiliyor.Eğer midesi kaldıramazsa kustuklarını tekrar yediriyorlar. Bide üstüne dayak yemek zorunda kalıyorlar. Çünkü evlenmek için erkeklere güzel görünmek zorundadırlar.
Bir dirhem et, bin ayıbı örter mi yoksa bin ayıp eder mi?
O yaşadığınız kültüre göre değişir. İster batıda yaşayın, ister doğuda yaşayın, ister eviniz ilkel bir kabilenin ortasında olsun, ister bir gökdelende olsun…
Beyninizi güzelleştirmediğiniz sürece toplumun kölesi olmaya, işkence çekmeye mahkumsunuz…
aynen size katılıyorum…yazınızı cok begendim..Bana göre ise güzellik sağlıktir…neşedır…
BeğenLiked by 1 kişi
teşekkürler…
BeğenLiked by 1 kişi