Feminizm Herkes İçindir…

Feminizm, ezme ve ezilme ilişkisi olan ataerkil düzene karşı mücadele eder. Dolayısıyla da bu düzene dahil olan her şeye karşıdır. Feminist olmanın yalnız yaşamak, erkeklerden nefret etmek gibi koşulları yoktur. Çünkü feminizm, yalnızca bir adalet arayışıdır.

Feminizm, kadınların erkeklere göre toplumsal hayatta dezavantajlı, eşitsiz ve ikincil bir konumda olduğu, ezildiği ve sömürüldüğü noktasından hareket edilerek ortaya çıkmış bir ideolojidir. Cinsiyetler arasında bir hiyerarşinin var olduğunu söyler. Feminist ideolojiye göre yeryüzünde var olan tüm iktidar sistemlerinin önceliği kadınları erkeklerden daha alt seviyede tutmaktır. Bu hem siyasal alanda hem sosyal alanda bir üstünlük kurmak anlamındadır. Zaman içinde kadınlar ekonomik bakımdan erkeklere kıyasla ilerleyememiş, ev işleriyle ilgilendiklerinden ev dışı hayata dahil olamamış, cinsel anlamda nesneleştirilerek fiziksel açıdan taciz edilmiş, söz söyleyebilme, oy kullanabilme haklarından mahrum bırakılmıştır. Aydınlanma Çağıyla beraber aklın gücünün ortaya çıkması ve skolastik düşüncenin zayıflaması; kadınların da hayatlarını, iktidar sistemlerindeki yerlerini, toplumsal hayattaki rollerini sorgulamalarını sağlamıştır. Öncelikli olarak ikincileştirilmesine son vermek adına erkeklerle eşit olarak “insan” sayılmalarını arzu etmişlerdir. Bu anlamda feminist ideoloji “kadın erkek eşitliği” üzerine kurulmaya başlanmıştır.

5919a03c0f2545286086204b

Charles Fourier (1772–1837), sosyal olarak gelişmenin tek yolunun, kadınlara daha fazla özgürlük verilmesi olduğunu savunmuştur.

Feminizm Batılılar tarafından tanımlanmış bir ideolojidir ve feminizmin gelişimi ülkeler arasında farklılık göstermiştir. Örneğin İngiltere’de feminist ideolojinin gelişimi A.B.D.’deki gelişimle eş zamanlı değildir. Yine Fransa’da, İhtilâl’den önceki dönemde feminizm üzerine farklı söylemler geliştirilmişken, İhtilâl’den sonra farklı söylemler geliştirmiştir. Ancak hepsi Aydınlanma Çağı diye tabir edilen dönemde gerçekleşmiştir. Buradan hareketle feminist düşünce yapısı bir tekdüzelik göstermemiş, gerek zamanın ilerlemesiyle gerekse coğrafyaların çeşitliliğinden ötürü farklı düşünceler ortaya çıkmıştır. Ama nihayetinde kadınların ezilmesini engellemek ve onları da toplumsal olan, sosyal olan her alana çekerek bir ikincileştirilmesine ortadan kaldırmak amaçlanmıştır. Aydınlanma Çağın’ın önemli düşünürleri olan Lady Marry Montagu ve Marquis de Condorcet, kadınların eğitim hakkını savunarak feminizm düşüncesinin temellerini atmışlardır.

5919a04d0f25452860862052

Feminizm akımı, eşit bir dünyayı savunur. İlk ortaya çıktığı yıllardan itibaren de kölelik, eşit vatandaşlık hakları gibi konuların tamamında feministler bulunmuştur. Ayrıca sınıf mücadelesi, ırkçılığa karşı mücadele gibi önemli “insan hakları” konularının da gelişmesine katkı sağlamışlardır.

8 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. karcicegiblog dedi ki:

    Sosyo ekonomik yerlerde bu düşünceyi anlatmak terör gibi algılanıyor.
    Kültürel şehirlerde de abartarak kimse kimsenin kahrıni çekmez hale geldi bosanmalar veya ilişkileri çok kolay bitirebiliyorlar.
    Aslında her iki taraf veya toplumda birbirimize saygı çerçevesinde olsak daha kolay olacak her şey

    Liked by 1 kişi

    1. gülüş dedi ki:

      yorumunuz için çok teşekkür ederim.
      ve çok haklısınız. Her şeyde olduğu gibi feminizmde kendi çıkarlarımız için kullanır olduk. Oysaki bu sadece adalet ve eşitlik için, kadınlarımız ezilmiş ve ezilen kadınların daha refah yaşamı için…

      Liked by 1 kişi

      1. gülüş dedi ki:

        dediğiniz gibi karşılıklı sevgi ve saygı oldu mu zaten gerisi gelir….

        Liked by 1 kişi

  2. karcicegiblog dedi ki:

    Aslen ben teşekkür ederim paylaşımın için🌺 sevgiler

    Liked by 1 kişi

  3. evrimthekedi dedi ki:

    Feminizm algısını “kadın düşmanı” olarak adlandıranlar için çok güzel bir yazı olmuş. Tebrik ederim.

    Liked by 1 kişi

    1. gülüş dedi ki:

      teşekkür ederim

      Beğen

  4. ebrubektasoglu dedi ki:

    Merhabalar,

    Feminist Yazar Simone de Beauvoir’nin bugün ölüm yıl dönümü olması sebebiyle, okuduğumda toplumsal cinsiyete olan bakış açımı etkileyen, kadın-erkek ilişkilerinde daha bilinçli hareket etmemi sağlayan pek çok sözünü paylaştığım blog yazımı okumanız üzere sizinle de paylaşmayı çok isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/feminist-yazar-simone-de-beauvoirden-okurken-dusunduren-14-alinti/

    Sevgilerimle,
    sağlıkla kalın.

    Beğen

    1. gülüş dedi ki:

      emeğinize sağlık

      Beğen

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.