Hypatia, bilinen ilk kadın matematikçi;
İskenderiyeli filozof Theon’un kızı. Babası tarafından yetiştirildi. Engin bilgisi, olağanüstü zekâsı ve sağlam karakteri ile “erkekler dünyası” olarak bilinen bilim ve felsefe alanında zirveye çıktı. Yüksek bilgisinin kendisine sağladığı benlik bilinci ile, yöneticilere karşı korkusuz davranıyor, erkeklerin toplantılarına katılmaktan hiç çekinmiyordu.
Soner Tuna’nın; İskenderiyeli Hypatia adlı kitabında, Böyle bir kadının dönemin gericilerinin tepkisini çekmesi kaçınılmazdı. Başrahip Cyril halkı Hypatia’ya karşı kışkırttı. İskenderiye’yi “şeytani büyü” ile etkisi altına alan Hypatia’yı öldürmek için Kilise’de yemin edildi. MS 415’te bir yobaz güruhu tarafından sürüklenerek kiliseye götürüldü; çırılçıplak soyuldu, taşlanarak linç edildi ve parçalanmış cesedi yakıldı.
Bilinen ilk kadın matematikçi Hypatia, bilinen ilk kadın bilim şehidi oldu.
Tarihten bugüne kadar birçok sebepten dolayı yok sayılmış, aşağılanmış, “şeytan, cadı” olarak sıfatlandırılmış ve sonuç olarak öldürülüp unutulmuş kadınlardan yalnızca birisidir Hypatia. İsmi Yunan kökenlidir. İskenderiyeli Hypatia.
Hypatia, Antik Çağ’da MS 370-415 yılları arasında yaşamış ilk kadın matematikçidir. Aynı zamanda filozof, gökbilimci ve Helenistik bir pagandır. İskenderiye’de doğup İskenderiye’de ölmüştür. Önce Atina’da eğitimini tamamlayıp İskenderiye’ye yerleşmiş ve burada bir okul açmıştır. Bu okulda “yeni platonculuk” felsefesine dayanarak eğitimler vermiştir.
Papaz tıraşlı köpeklerin işlediği hayvanca bir cinayet”
Marıa Dzielsk’ın, İskenderiyeli Hypatia adlı kitabında,
Yaşamını bilgiye adamıştı. “Güzelliğin ve bilgeliğin vücuda gelmiş” haliydi. İlerici bir kadındı. Yobazlar onu bedeni parçalamak yoluyla öldürdüler. Voltaire bir yazısında bu olaydan “Papaz tıraşlı köpeklerin işlediği hayvanca bir cinayet” diye söz etti. Hypatia ile birlikte matematik de ölmüştü İskenderiye’de. De Lisle’ın bir şiiri onun anısını yüzyıllar sonrasında kutsuyordu: “Platon’un ruhu, Afrodit’in bedeni ebediyyen Hellas’ın güzel gözlerine çekildi.”
O, tarihin gördüğü en etkileyici ve ilgi çekici kadınlardan biriydi. Hem belinden aşağıya kadar uzanan sarı saçlarıyla göz kamaştıracak, nefes kesecek kadar güzel, hem de adını matematikçi, filozof ve astronom olarak tarihe yazdıracak kadar zeki bir kadın. Ve ne trajiktir ki ölümüyle bile unutulmayacak bir kadın. Üzerine çullanan onlarca erkeğin darbeleriyle son nefesini veren, cesedi sokaklarda sürüklenip, eti kemiklerinden midye kabukları yardımıyla ayrılan ama ne olursa olsun tarihin unutulmazları arasına giren bir kadın. Yani 45 yaşındayken bu dünyadan göçüp giden İskenderiyeli Hypatia.
Judy Chicago’nun “The Dinner Party”
1970’lere damgasını vuran kadın hareketleri sanat tarihine de farklı bir açılım getirmiştir. Judy Chicago’nun The Dinner Party adlı 1974-1979 tarihleri arasında yaptığı bu enstalasyon, Newsweek dergisi tarafından da bin yılın en fazla ses getiren 10 çalışması içerisinde gösterilmiştir. Bu çalışmada Hypatia’da yer vermiştir.
Agora (2009)
Agora (2009) Yönetmenliğini Alejandro Amenába üstlenirken oyuncu kadrosunda Rachel Weisz, Max Minghella, Oscar Isaac, Rupert Evans ve Amber Rose Reva isimler oynuyor.Tanrı, din ve bilim üçgeninde gelip giden konulu yapılmış çoğu filmden bir adım önde kaliteli bir film Haypatia’yı anlatıyor.
filminden etkilenmemek mümkün değil…
BeğenLiked by 1 kişi
Yorum yaptığınız için teşekkür
BeğenBeğen